Yaslanamadığım dağları yıktım, kendi ördüğüm duvarları yıktım, bütün suçu kendime yıktım, koyduğum kuralları yıktım. Yeni bir ben yarattım ve kimse oraya değemeyecek.
Ömür denilen, esip esmediği belli belirsiz bir rüzgârın bizi bir yerlere savurmasını bekliyoruz. Arkamızda bıraktığımız yarınların da bugüne hiçbir tesiri olmadığını bile bile yarına fazla umut yüklüyoruz.
Aldığım nefes, daldığım derinlere yetmiyor.
Bu yıl bana, kilometrelerce koşmuşum, nefes nefese kalmışım ama bir arpa boyu yol alamamışım gibi hissettirdi.
Bir akşamüstü yenilirim kendime hep.
İçim, bir çocuğun kapıda kalmışlığı gibi...
Hiçbir şey güzel olmayacak...
Nasıl savrulduysam kendimden bile bir parça kalmamış..
Hani çok güçlü bir akıntıya karşı yüzmeye çalışırken birden vazgeçip kendini akıntıya bırakırsın ya, öyle bir şeydi işte.
Dayanamadığım halde susmak ve gülümsemek zorunda olduğum şeyler var.