Bir akşamüstü yenilirim kendime hep.
Daha çiçek açmam artık ben..
Hani çok güçlü bir akıntıya karşı yüzmeye çalışırken birden vazgeçip kendini akıntıya bırakırsın ya, öyle bir şeydi işte.
Bir insanın hayatı hep mi olumsuz olur, hep mi bahtsız olur, yoruldum gerçekten.
Sesi titriyordu, uzaklara dalmış; gözleri dolmuştu. Anlatacak çok şeyi vardı fakat çığlık çığlığa susuyordu. Artık gözleri de anlatamıyordu bazı şeyleri, ölüyordu. Ormanın en derinlerinde kendini huzurlu hissederken şimdi ise bir toprak altındaydı ve nefessizdi, bu saatten sonra çiçek açmazdı, zaten toprağını sulayan da olmazdı.
İçim, bir çocuğun kapıda kalmışlığı gibi...
Dize yatmalı ve saç okşamalı bir uykuya ihtiyacım var.
Şu hayatta beni anlayan tek bir kişi bile yok.
Sardunyalar soldu elimde.
Gece vakti, yaz ayının tatlı serinliğinde düşüncelere dalarak yürümek...