Herhangi bir günün cuma akşamı...
Kafam bulanık, kendimi ben bile tanıyamaz hale gelmiş şekilde şuan buradayım.
Karışıklık, yalnızlık, çaresizlik ve güvensizliğim kendimi daha çok bitik hale getiriyor.
Geceleri sabahlıyor... Kafam patlayacak kadar içinde bulunan gürültüden dolayı çatlıyor.
Kitap okuyor, müzik dinliyor ve günü bir şekilde boş bitiriyorum.
Okul açılacak yakında ama açılsa da değişim olmayacak.
Beni bekleyen sınıfta sevecen bir şekilde biri olmayacak...
Yine yalnız başıma sırada oturup kitap okuyarak ya da çevremdeki boş insanların hareketlerini izleyip bu dönemi de bitireceğim.
Satırlara sözleri geçirirken zihnimdeki bütün düşünceleri aktarıyor olacağım.
Bu yüzden eğer okumadan geçersen hiç şaşırmam veya umursamam çünkü bu senin tercihine bağlıdır.
Beni şu ana kadar umursamayanlar arasında senin bir tarafın eksik olmaz sadece artısı olur.
Önceden ben hep bir hata mı yaptım diye sorgulardım kendim kendime ama anladım ki sonrasında bu insanların kendilerinin beni anlamak istememelerinden kaynaklıymış.
Bir insanın elinden sıkıca tutup ona bir daha ayrılmayacaklarına dair söz vermek o kadar kolay oysaki...
İnsanların bencillikleri yüzünden kalp kırıklıkları yaşayan o diğer topluluk için nasıl zordur oysa onlara güvenmeleri, inanmaları, kendilerinden bile daha çok sevmeleri ama böyle insanların değeri bilinmemektedir.
You don’t need anyone to help in your life.
Focus your lessons, Not talk too much about your dreams.
Because peoples are always same...
They can’t change but you can change your life for not everyone. Only for you...
İmagine your future...
What did you see?
İnsanları bizi farketmeleri, Bir şarkıdaki sözlerin arasındaki gizli...
Anlamları kadar uzaktır bazen...
Bengeceninkaranlığı
- Bazen... Kendini başka biri olarak değil, Kendin olarak tanıttığın gece karanlık bir zamandır.
Books and Cats ❤️🖤🌙
ig credit: sarahwitpeerd
Bıkmadık mı? Herkese hep bizi istediği gibi görmeye alıştırmaya, Kendimizden başka birini göstermekten, İyi olmadığımız halde iyiyim demekten...
Peki o zaman bunları neden yapıyoruz? Neden hem kendimizi, hem de karşımızdaki insana karşı aşılması zor duvarlar örüyoruz?
Hangisi daha ağırlıklı... Karşımızdaki kişinin bizi sevmemesinden korktuğumuz için mi? Yoksa O karşımızdaki kişinin bizi kıracağını, üzeceğini, satacağını, aldatacağını düşündüğümüz için mi?
İnsanlık hayatında bu dengedir... Her zaman daha iyi davranan, daha çok destekleyen, Daha çok emek veren, Daha çok çabalayan hep kaybeden olmadı mı bu savaşta... Bu yüzden bizde kendimizi tam olarak göstermemeye, hep şüpheyle yaşayan ve her zaman sıkıntıyla ve içimize sinmeyerek yaşayan yine biz olmayacak mıyız? Hiçbir zaman insanı dış davranışlarına göre yargılama...
Kim bilir... Belki onunda bir hikayesi vardır.
Bengeceninkaranlığı
Sessizlik, Müzik ve Çalışma hayat bundan ibaret...
İleride sen ne oldun diye sormayacaklar sana sen kimdin diye soracaklar...
İşte o zaman geldiğinde zaten sen kimseyi umursamayan biri olmuş olacaksın.
Saat 00:07
Mai ve siyah kitabını okumayı bırakıp kafamdan ne geçtiğini bilmediğim düşüncelerle birlikte buraya yazmaktayım. Mükemmel(!) Ahmet Cemil karakteri var onun babası bir kazadan dolayı ölüyor... Bunun acısıyla ve hüznüyle bir de mektebe gidiyor. Yazar olmak istiyor, şiirlere ilgi duyuyor ve arkadaşı Hüseyin Nazmi ile okumaya başlıyorlar. Akıcı bir kitap... Hala okuyorum.
İlla acılardan mı bahsedeceğiz biraz da günlük hayatımızdan yazalım:)
Keşke zamanı geriye alabilsem,
O zaman, ölmeyi dilerdim her doğum günlerimde...
Zaten karanlıkta kalmamızın sebebi kaybolmak değil midir bir yandan da?
O zaman... Karanlıkta bizi bulmak isteyen biri görmedikçe bize nasıl ışık tutacak hayatımızda?
Sen o karanlıktan çıkmadıkça, ne seni bulan ne de seni bu hayatta gören olacak hayatında...
Değerini bil... Ve hayatının hep karanlıkta kaybolmak değil, kendinin ne kadar önemli olduğunu bilip çık o karanlıktan...
Başkalarının seni önemsemesini istemesinden değil.
Bengeceninkaranlığı
Ben zaten o karanlığa tamamen hapsolmuşken, sen ümidini kaybetme...
Kim bilir... belki o karanlıktan çıktıktan sonra sana biri ışık olur.