Sen sesini duyurmadıkça seni kimse anlayamaz.
Sen sessiz kaldıkça ölürsün...
Sen sustukça kaybolursun...
Sen kendini karanlığa kapattığında kimse seni görmez...
Sen kendini dışarı olarak iyi değil, İçindeki sen olarak iyi ol.
Kimseye karşı ben iyiyim deme, Böyle yaptıkça en çok kendini kandırmaz mısın?
Sen dışarıdayken, Arkadaşlarınlayken yada vb. kişilerleyken sadece kendi canını daha çok yakarsın...
İçindeki ateşi kendi içinde tutmayı bırak, Kim bilir... Belki o içindeki ateşi, acıyı, korkuyu, endişeyi anlayacak birini bulursun.
Kimse için kendini değiştirme, Çünkü sen kendin doğal halinle güzelsin...
Bir gül dikensiz gül olur mu?
Bir göl ya da nehir suyu olmadan olur mu?
Yoksa kurumaz mı o nehir yada göl...
O zaman sende şimdi kalk ayağa sil o güzel gözyaşlarını onlar senin gibi güzel birinin değerini bilememişler ise bu onların hatasıdır.
Unutma... Bu hayat kısa şuana kadar ağladığın o değerli gözyaşların için o gereksizlere değmez.
Bengeceninkaranlığı
Hayatıma girdiler…Odamın kapısını açtım onlara içeri girebilmeleri için, Onlar ne yaptı?
Kapıdan girdiler… Işığımı kapatıp gittiler. Ve ben o gece karanlıkta odada tek başıma kaldım… Sadece ayın ışığı ve yıldızlar vardı…
Bir insan bu kadar mı gözükür dışardan sert, güzel ve asi...
Fakat içindeki kalp kırıklarını bilmeden...
Bengeceninkaranlığı
Hadi! Biraz da komik video izleyelim... :))
Kalbinin içinde biriktiğin yılların acıları mı daha acı...
Yoksa o acıyı sana çektiren kişiye söylemen mi?
Bengeceninkaranlığı
Yıllar geçer, Ve o zaman gelir...
O zaman karanlığın geceyi tamamen acıyla birlikte kapladığı vakittir...
Kimsenin beni bulmasına ihtiyacım yok...
Çünkü ben zaten kendi karanlığımda kaybolmuşum...
bengeceninkaranlığı
Her gecenin bir hikayesi vardır...
Fakat bu hikaye kitaplarda okunmayacak kadar karanlıktır...
Bengeceninkaranlığı
Küçükken bir yerimiz yaralandığında annemizin yanına koşardık...
Şimdi ise acılarımız olunca kendimizin yara bandı yapıştırması ne kötü...
Bengeceninkaranlığı
Sizce bir insanı hangisi daha çok acıtır? Birini arkadaşın sanıp onun senin için en iyi arkadaşın olduğunu düşünüp onun hep yanında bulunman mı? Yoksa, Onun seninle hiç arkadaşlık kurmak istemediğini bilip ve onun seni sevmediğinin yüzüne vurulması mı? Bence bu hayatta hepimiz karşımızdaki insanların duygularını önemsemez olmaya başladık. Hep kendi dediklerimizi duymaya... Karşımızdaki kişinin dediklerini dinlememeye başladık.
Bu yüzden içimize kapandık. Kendimiz karanlıkta kaldık... Ve bir daha ışık bulamadık... Ne bize bir el vardı bizi bu karanlıktan çıkarabilecek... Ne de bir ışık vardı bu karanlığı aydınlatabilecek. Bu yüzden tutunmalıyız yıldızlara ve aya... Bakmalıyız her gece gökyüzüne ve hala bir umut olduğunu birbirimize hatırlatmalıyız ki bir ışık doğsun karanlığın içine... Ve çıkalım biz bu karanlıktan gökyüzüyle...
Gecenin tamamen karanlık olmamasını sağlayan, Aydınlığı ay ve yıldızlardır. Ne olursa olsun gece bir sis bulutu gibi örtülse de kara bulutlar yıldızların ve ayın üstüne... Onun parlaklığı asla gitmeyecek... O kara bulutlar gittiğinde tekrar yükselecektir ay ve yıldızlar parlaklığıyla gökyüzüne...
Learning is not slowing down, it’s constant change! If you want to be great, you need to keep learning.