sadece sana, benim uyuduğumu sanıp yüzümü okşamaya başladığın, beni hafifçe öptüğün, suratımı izlediğin, gözlerinin dolup ağladığın her saniye, dünyadaki en kıymetli saniyeler benim için, keşke zamanı orada durdurabilsem.
— natalie díaz, from “american arithmetic”, postcolonial love poem (via letsbelonelytogetherr)
evimdeyim, mutfakta. aspiratörün o loş, sarı ışığını açıp oturdum yine. biliyor musun ben o mutfaktaki aspiratör ışığını çok seviyorum anne bana çocukluğumu anımsatıyor hatta o sarı aspiratör ışığının kokusu bile var benim için hamsi tava kokuyor mesela, kızartma kokuyor, anason kokuyor, buram buram rakı kokuyor, müzeyyen senar kokuyor, babaanne evi, babaanne mutfağı kokuyor hepsini o kadar iyi anımsıyorum ki anne, daha dün yaşamış gibi, kokusunu bile alıyorum hala, burnumda tütüyor anne, burnumda tütüyor
Ben iyi biri değilim ama yemin ederim seni çok seviyorum.
— Khalil Gibran
Mt. Rainier