gidersem benimle gel.gidersen beni de götür.lütfen elimi tut ve gidelim burdan.bana portakal soymanı seviyorum,dağınıklığımızı toplamayı seviyorum,seni uyanırken izlemeyi seviyorum.seni seviyorum.
Gülten beni tanımaz, ben Gülten'i unutmam
ne kendimle anlaşabiliyorum ne bir başkasıyla. bildiğim sevdiğim ne varsa geride bırakıyorum. elimde bir makasla koşuyor ve tüm bağları kesiyorum. istersen özgürlük de buna, istersen ayrıcalık, yalnızlık bu tamamen. geçmişimden bugüne hiçbir şey getirmedim. hiçbir yüz tanıdık değil, hiçbir yere daha önce gelmedim. hep bilmediğim kelimeler var önümde ve harflerim eski, yazacak yeni bir hikayem yok.
Rachel Weisz
birbirimize ait yıkılmaz kalelerimizin içindeyiz diye düşünürdüm
ne o benden ne ben ondan geçebilirim derdim
İnsanı delik deşik eden sessizlikler var, geceyi bölen çığlıklardan daha beter. Ve sen o sessizlikte ne demek istediğimi anladın. Çünkü sen de çocukken bir kuş olmak istemiştin. Yakınmadan, ortalığı ayağa kaldırmadan acı çekmeyi öğrenmek hayli zamanını almıştı. Beni anladığında o kadar şefkatle baktın ki, sanki gözlerinle saçlarımı okşadın, gözlerinle ellerimi tuttun ve aynı gözlerle kahvaltına devam edebilirsin dedin.
çözdüğün kadarım, çözebildiğin kadar varım.
Her türden düzen beni mahvediyor. Yalnızca sarhoşken caddenin ortasında yalpalayarak yürüdüğüm zamanlarda kendimi tanıyabiliyor ve kabullenebiliyorum.
tumblrdayim ve 2015 mutluluk getirsin🙏🏼