birbirimize ait yıkılmaz kalelerimizin içindeyiz diye düşünürdüm
ne o benden ne ben ondan geçebilirim derdim
Gelme yanıma sen başkasın ben başka.
demleniyorum
mütemadiyen dolu bir kafayla, taştan değil ama ağır bir yürekle, gündelik sıkıntıların fizyolojik yansımalarıyla, sana hissettirmediğim ve aslında şikayetçi de olunmayacak bir ton tantana ile yine de seni arıyorum yıllardır. sen bilmezsin ama ben birçok şeyi yonttum, yine sana uydurdum bu aptal kafamla. tüm o aşk mektupları, yirminci yüzyıl icadı elektronik postalar, adını bilmediğim adımı sayıklayanlar tüm sevgiler sana olan sevgimi bütün etti, kırpıp attım fazlalıkları. tüm insan kalabalığını. bulduğumda inkarla, kaybettiğimde yüz yıllık kayıptan doğan ümitsiz birkaç sözle, yine de seni anıyorum. hayatımın hep aynı döneminde, hiç utanmadan yüzümü kızartmadan, yıllardır.
i don’t need anybody in my life who doesn’t want to be there
Sevgilim sabahın erkenini seviyor, ben geceyi ve esmerliğini onun, o dorukları sevior, korkuyor bundan ben rüzgarla buluşan tepeyi, tuhaflığı, ona bir yeşil gülümsüyor, ben, hayatı delice sevdiysem nasıl, diyorum, seni de öyle.
Birhan Keskin
Anne-Louise Lambert on the set of Picnic at Hanging Rock (1975).
Dir: Peter Weir