Olmuyor, yapamıyorum. Kafam bile kabul etmiyor artık beni, dört duvarla bile küsüm. Sevilmek istemiştim halbuki, bir gece yarısı gülümseten birkaç söz ile. Ağlamamak için zor tutuyorum kendimi, ellerimi sıkıyorum, "neden sevilmedim?" diye soruyorum kendime. Niye yapıyorlar bana bunları? Ben herkese iyi gitmeye çalışırken, temiz düşünmek için uğraştıkça. Bir gün kirlenirsem ve herkesi kirletmeye başlarsam suçlusu ben değilim..
Böyle olmamalıydı hissini, ne bekliyordun ki diyerek yeniyorsun.
Bu yıl bana, kilometrelerce koşmuşum, nefes nefese kalmışım ama bir arpa boyu yol alamamışım gibi hissettirdi.
Ellerim ellerinde, gün batarken söylediğim en güzel şarkısın.
İnsan en çok kendi kendine yetemediğini anladığında canı yanarmış. En çok o zaman dolarmış gözleri, yaralarına su tutulurmuş sanki. Parçaları dökülürmüş yerlere, ayak bileklerinden akar gidermiş hisleri. Beklermiş insan, bazen bir el beklermiş, bazen bir söz. Saklarmış insan göğüs kafesinde acılarını, kemikleri kırılana kadar umudun tozlarıyla yaşarmış. Tırnaklarından sızan kanı, kirpiklerinden düşen ışıltıyı son anına kadar yaşatırmış insan. İnsan yaşatırmış aslını, hayat değil. İnsan katlanırmış hayata, yaşamak için. İnsan sonsuzluk için var olduğunu söylermiş, sonsuzluk uçsuz karanlıklardan ibaretken.
Bir şehrin uzak semtleri gibi gözlerin.
Güzel bir şeyler olmasını da beklemiyorum artık.
Sardunyalar soldu elimde.
Daha çiçek açmam artık ben..
Bir insanın hayatı hep mi olumsuz olur, hep mi bahtsız olur, yoruldum gerçekten.