bana hatıradır bu acı
ama yine de, çoğunlukla hayır. çoğunlukla boğuluyorsun. o da bunu anlamıştı. ve benim de anladığımı fark etmişti. ve babam. üçümüz de boğulduk ve birbirimizi nasıl kurtaracağımızı bilmiyorduk, ama hepimizin birlikte boğulduğumuza dair bir anlayış vardı.
bir şekilde birbirimizi anlıyorduk, annem, babam ve ben. hepimiz ne kadar berbat durumda olsak da birbirimizi anlıyorduk. annem, tüm hayatınız boyunca boğuluyormuş gibi hissetmenin nasıl bir şey olduğunu biliyordu, sadece bu anlar, bu çok nadir, kısa anlar hariç, aniden hatırladığınız... yüzebildiğiniz anlar.
hapşırmaktan burnum kıpkırmızı oldu artık
“bazıları abajur alır evlerine, bazıları da portatif bir lamba taşır yanında. bazılarının koltuk takımı vardır, bazıları da otelde yaşar. bazen her şeyi birden istersin. bazen de her şeyi bırakıp siktir olup gitmek.”
insan bazen kaybettiği insanları değil de onlarla kaybettiği kendini özler
yalnızken kendimi özgür hissediyorum, canımın istediği şeyi düşünebilirim, kendi düşüncelerime sığınıyorum, "kafası başka yerde" denilenlerden oluyorum. kafamın başka yerde olmasına bayılıyorum, düşüncelerimin arasındaki yollara sapmayı, zihnimdeki çılgınlıkları özgür bırakmayı çok seviyorum.
bana göre sen benim olmalısın
68 tane midye aldık tıka basa yicez amk
denize çıkan sokaklara benziyorsun
insan bazen kaybettiği insanları değil de onlarla kaybettiği kendini özler