Anne-Louise Lambert on the set of Picnic at Hanging Rock (1975).
Dir: Peter Weir
The Fallen
i don’t need anybody in my life who doesn’t want to be there
onu üzmemem gerek çünkü o beni seviyor. onu üzmemem gerek çünkü o beni düşünüyor. onu üzmemem gerek çünkü o bana değer veriyor.
onu delicesine severken, dertlerimle sıkmamam gerek. içimde yaşadıklarımı içime atmaya devam etmem gerek. onu yormamalıyım, bunu hak etmiyor. onu dinlemeliyim, onun derdine derman bulmalıyım. onu sarmalıyım, üzülmemesini sağlamalıyım.
beni her zaman çokça seven birisini içimde yaşadıklarımla üzmemeliyim. yansıtmamalıyım, anlatmaya çalışmamalıyım. yalnızca… yalnızca bu şekilde devam etmeli işte. ben görmezden gelmeliyim, görmezden gelinmeliyim. bazenleri cidden onu üzmekten başka bir şey yapmıyormuşum gibi hissediyorum. çabalamaya çalışırken, onu yıpratıyorum.
üzücü. üzücü çünkü kendim de yıpranıyorum. yıpratırken, yıprattığımdan daha çok yıpranıyorum.
yatağımda öylece uzanırken yoruluyorum, çünkü boğuluyorum.
önümdeki kağıtlara bakarken kalemi tutamıyorum çünkü kolumu kaldırmaya bile gücüm olmuyor.
ben yavaş yavaş pes ediyorum. neye pes ettiğimi bilmiyorum, neyi bıraktığımı bilmiyorum.
yalnızca bir sıkıntı var ve çözemiyorum. hiçbir zaman da çözemeyeceğimi biliyorum. gariptir ki, çözemeyeceğimi bile bile çabalıyorum.
elimden bir şey gelmiyor.
yalnızca özür dileyebiliyorum.
peki o zaman.
Ben iyi biri değilim ama yemin ederim seni çok seviyorum.