çok mutsuz olabilirsin, çok acı çekebilirsin, her şeyini kaybetmiş, ölmek istiyor olabilirsin. sen ne yaşarsan yaşa; hayat kendine gelmeni beklemeden akar gider ve zaman seni asla durup da beklemez. sen ne kadar gözyaşı dökersen dök bir yerde insanlar kıskanılacak derecede mutlu olmaya ve gülmeye hatta kâhkâha atmaya devam ederler. yani çektiğin acıları en derin sen hissedersin. ve onların verdiği zarar yetmiyormuşçasına kendini öldüresiye hırpalarsın. aslında çeker gidersin ama herkes kaldığını sanır.
sabaha karşı seninle balkonda otururken kırılıp içime attığım her şeyi anlatmayı ve beni anlamanı isterdim.
içimde benden çok fazla var hangisiyim bilmiyorum~
ilk acı değilsin, dedim. son acı da olmayacağım, dedi. sevmenin ötesini görmek istemiştim, dedim. oradan geliyorsun, dedi. sözcüklerden duvar örülmezmiş, dedim. kurduğun konaklarda insanlar kendini seviyor, dedi. yalnızlık hiç geçmiyor, dedim. yazıyorsun ya, dedi.
17 yasinda bir lise öğrencisinin 1996 yılında yazmış olduğu bi intihar mektubu :
canimdan cok sevdigim annem ve babam´a
sabah uyandığınızda anne yine odama gelip beni uyandırmak isteyeceksin. belkide bu defaki soğuk tenimin sonucu, geceleri içtiğim sigara dolayısıyla açık bıraktığım pencereye yükleyeceksin. ama bu defa ben kalkmayacağım anne. çok düşündüm çok tarttım hayatin hafifliğiyle kalbimin ağrılarını . bir çok sorunuz belki yanıtsız kalacak biliyorum. ama bu dakika hiçbirini açıklamaya yetmez artık. ben boşverdim sizde boşverin. bu odada kafamı yastığa koyup tavana baktığım günlerin anisi geçiyor gözlerimden. yüreğim çok burkuldu anne , ne yalnız kalabilmeyi becerebildim nede bir birlikteliğin bir parçası olabilmeyi. beni ölüme götüren yolun hiç mümkünü olmayan bir hayat olduğunu anladım. hayatım boyunca hiç birseye karar veremedim belki ama bu intihar sanirim hayatımdaki en önemli kararım. kimsenin sucu yok sadece birilerini ben kaldıramadım
Flaubert’in aşk tanımı:
“Merak. Birine karşı, ansızın, bir merak duymaya başlarsınız, korkunç bir merak. Onu tanımak, onunla doğmak, dünyaya onunla yeniden gelmek tek amacınız haline gelir. Aşka en uzak cümle senden nefret ediyorum değil, bilmek istemiyorumdur.”