Yes... Thats true. I struggle with sleep these days.
Birine ‘’Sus!!!’’ demekle o kişiyi söylemek istediklerinden susturabilirsin...
Peki ama... Onu kendi kafasından geçen düşünceleri bu kadar kolay susturabilir misin?
Ya da birinin kalbinin kırdıktan sonra onu bir daha onarabilir misin?
Bir insanın kalbi tektir.
Aynı zamanda onun sevgisinin, kalbinin senin olmasının 1 kerelik olduğu gibi...
Bengeceninkaranlığı
Hayatınızda ne yaşarsanız yaşayın, sizi gerçek sevenler günün sonunda ‘’Seninleyim’’ diyebilenlerdir...
Peki siz hala bizimle misiniz?
Karantina💖
I am tired but I have to study.
“studying is a privilege,”
Books are our lifes and the only thing which understand us..
Herhangi bir günün cuma akşamı...
Kafam bulanık, kendimi ben bile tanıyamaz hale gelmiş şekilde şuan buradayım.
Karışıklık, yalnızlık, çaresizlik ve güvensizliğim kendimi daha çok bitik hale getiriyor.
Geceleri sabahlıyor... Kafam patlayacak kadar içinde bulunan gürültüden dolayı çatlıyor.
Kitap okuyor, müzik dinliyor ve günü bir şekilde boş bitiriyorum.
Okul açılacak yakında ama açılsa da değişim olmayacak.
Beni bekleyen sınıfta sevecen bir şekilde biri olmayacak...
Yine yalnız başıma sırada oturup kitap okuyarak ya da çevremdeki boş insanların hareketlerini izleyip bu dönemi de bitireceğim.
Satırlara sözleri geçirirken zihnimdeki bütün düşünceleri aktarıyor olacağım.
Bu yüzden eğer okumadan geçersen hiç şaşırmam veya umursamam çünkü bu senin tercihine bağlıdır.
Beni şu ana kadar umursamayanlar arasında senin bir tarafın eksik olmaz sadece artısı olur.
Önceden ben hep bir hata mı yaptım diye sorgulardım kendim kendime ama anladım ki sonrasında bu insanların kendilerinin beni anlamak istememelerinden kaynaklıymış.
Bir insanın elinden sıkıca tutup ona bir daha ayrılmayacaklarına dair söz vermek o kadar kolay oysaki...
İnsanların bencillikleri yüzünden kalp kırıklıkları yaşayan o diğer topluluk için nasıl zordur oysa onlara güvenmeleri, inanmaları, kendilerinden bile daha çok sevmeleri ama böyle insanların değeri bilinmemektedir.
Yoruldum ve sıkıldım.
Üzgünüm ve dargınım bu adaletsiz dünyaya...
Sometimes, you read a book and it fills you with this weird evangelical zeal, and you become convinced that the shattered world will never be put back together unless and until all living humans read the book.
— John Green.
Bugün her zamanki gibi nedeni bilinmez berbat bir gündü. Benim hiçbir günüm zaten iyi geçmez zaten geçse bile o iyi olan şeyin üzerine daha kötü bir şey olur. Her neyse konumuz bu değil. Ben yine her zamanki gibi markete gitmiştim. Her bulunduğum yerde ister market olsun ister kitapçıların bulunduğu yer kitaplar hep ilgimi çekmiştir ve açıkça söylemek gerekirse ben hiç Sabahattin Ali'nin romanlarını sevmezdim. Ortaokuldayken onun kitabıyla karşılaştım ya da lise zamanları tam olarak hatırlamıyorum. Onun tekrar kitaplarıyla karşılaşınca anılarım canlandı ve ön yargıyı bırakıp kitaplarını tekrar okumaya karar verdim. Elimi Kürk Mantolu Madonnaya anlık uzattım. O an onu okumak istedim ve ilk sayfasını açtığım an gerçekten de neler kaçırdığımı fark ettim..
İlk sayfada bile bu kadar etkileyici ve çarpıcı cümleler yazan bu adamı okumamak ancak benim aptallığım olabilirdi.
''Dibinde bir ejderhanın yaşadığını bilinen bir kuyuya inecek bir kahraman bulmak, muhakkak ki, dibinde ne olduğu hiç bilinmeyen bir kuyuya inmek cesaretini gösterecek bir insan bulmaktan daha kolaydır''
''Acaba bunlar neden yaşıyorlar? Yaşamakta ne buluyorlar? Hangi mantık, hangi hikmet bunların yeryüzünde dolaşıp nefes almalarını emrediyor?''