Çok yara aldım senden haberin olmadan. Çok kırıldım senin yüzünden sen bilmeden. Çok ağladım belki de ilk defa biri için sen duymadan. Ama çok da mutlu oldum seninle sen farkındayken
Fransızca'da tam olarak seni özledim diyemezmişiz.
"tu me manques" dermişiz en fazla, ki bu sen bende eksiksin demekmiş;
özlemek ;
Fransızlara göre eksilmekmiş.
Sen beni hiç tanımadın. Sadece tanıdığını sandın.
Bazı geceler seni düşünmekten nasıl mutluluk
duyduğumu bazı gecelerde ise seni düşünmenin
bana nasıl acı verdiğini hiç bilmedin. Sana nasıl
tutkuyla bağlı olduğumu, senden vazgeçmeyi hiç
istemedim. Sen hayatıma da dokundun. Bana
hayat da verdin, nefes aldığımı da hissettirdin.
Ama şimdi her şey bana bir o kadar uzak
imkansız geliyor. Hayatlarımıza bir daha
girmeyeceğimizi hatta belki sonsuza kadar seni
göremeyeceğimin farkındayım. Ben senin için
sıradan biriydim. Herkesle aynıydım. Bir zamanlar
sevdiğin ama çok kısa bir süre sonra senin için
sıradanlaşan biriydim.
Belki de en çok canimı yakan şey budur.
Sen benim için o kadar farklı, anlamli ve özelken
benim senin için herkesle aynı olmamdı. Sen beni
tanıdın ama aslında hiç tanımadın. Bakışlarımın
ardındaki korkuyu, merakı ve düşünceleri hiç
bilemedin. Hayatinda bu kadar olmadığım birinin
hayatında kalmaya daha fazla çabalayamazdım.
Kalbim artık buna dayanmıyordu.
Sensiz olmak istemiyorum lakin iliklerime kadar
da sensizliği tadıyorum. Işte bu yüzden bu
satırları beni tanıdığını sanıp aslında hiç
tanımamış olan sana adıyorum
"Gelecekse beklenen beklemek güzeldir. ...
Belki fazla yazıyorum. ...
"Beklemek acı verir. ..
"Sevmek, beklemek değildir, Sevmek, eyleme geçmektir, Sevmek, bir şeyler almak değil, Bir şeyleri çıkarsız sunmaktır." ...
"Annem gözyaşları için ekmek kırıntısı gibi değerlidir derdi.
yakar
Çok fazla sevmeyin,
Çok fazla güvenmeyin ve çok fazla ümit etmeyin...
Çünkü bu çok fazla yaptığınız şeyler bir gün,
Çok fazla canınızı ..
Hissettim ki benim düşüncelerim de dayanıksız bir avuç kor gibidir, kül olmuştur.
Tutunacak bir sen
gönder bana içinde sana
Kavuşmak olsun...
@1duygusalhikayem
Mutlumuyduk sanki
Nefes alıyordu sadece aşkımız
Hiç bir iddası olmadan kısa çubuğu çekmiş
Durmuşuz...
paramparça oldum görmedin
Her bir parçam savruldur ayrı yerlere
Ama nafile, aramızdaki bütün yollar kapalı... Bütün dallar kesik... Yokluğun buz gibi soğuk... Üşüyorum... Yüreğim de donmuş sanki, gözlerim de... Ateşler içinde bedenim... Öyle bir üşüme ki, hiç bir şey ısıtmıyor artık. Bütün uzuvlarım uyuşmuş. Ezip geçiyor ruhumu acılar... Yoksun işte, kalbimin kuyusu en hazin sesle inliyor şimdi. Kirpikleri kırılan bir zamanın teninde ağrılı şiirler topluyorum gecelere... Bilirim, sevmek ve özlemek bir ateşe dokunmaktır; yakmaktır yüreğini yangınlarda. Ama ben üşüyorum. Yokluğun buz gibi soğuk. Yakacak bir şeyimde yok… Ağlıyorum, buza dönüşüyor gözyaşlarım… Ağlıyorum, akıp gidiyor gözyaşlarım
Neyi çok bekler ve umarsan o senden uzaklaşır..
Hem ne demiştik;
"İstediğini almak değil, verilene razı olmaktır imtihan.."
Kiminin yükü sırtındadır;
kiminin kafasında;
kiminin yüreğindedir.
Sırttaki yükü paylaşabilirsin; kafandaki yükü ifâde edebilirsin;
Ama yüreğindeki yük acı bir sessizlikten ibaretdir