Gel seninle bir kez daha ağlayalım.
Yaşanmışlara,yaşanmamışlara,bir de hiç yaşanmayacaklara..
Gözlerim gözlerini, ellerim ellerini..
Ruhum sadece seninkini ıstiyor..
Kalbim kalbini, dilim ismini
Dönme. Bak canımı yakıyorsun ve yaşamak zorlaşıyor benim için. Acıdan uyuşmuş bir bedenle ne kadar yaşayabilirim ki ? Aldığım nefesin bir anlamı yok, yediğim yemeğin, içtiğim suyun, uyuduğum uykunun, yaşadığım hayatın hiçbir önemi yok. Benim sadece, açtığın yaralar ve seni seven kalbim arasında sıkışıp kalmışlığım var. Yapma. Gerçekten artık zorlanıyorum. Aklım senden nefret ediyor lakin içimde susturamadığım bir yanım sana aşık. Seni söküp atamıyorum. Bir köşede bırakıp kaçabilsem içim rahatlayacak, yüküm hafifleyecek, sırtıma saplanan onlarca bıçaktan biri çıkacak. Ama yapamıyorum. Seni bir köşede bırakıp öylece çekip gidemiyorum. Denedim. Gerçekten denedim. Seni bir köşede bıraktım. Lakin gözüm arkada kaldı. Olmadı. Tekrar her hücremle istedim seni. Sanırım artık kabullenmeliyim. Seni içimde yaşatmayı, seni benimle birlikte yürütmeyi kabullenmeliyim
Kıyısındayım hayatın.
Gururum kırılgan, cesaretim de ürkek bir o kadar. Kimseye değil, kendimedir hep zararım
Canevimde yankılar...
Yanlızlık deyince akla ilk gelen huzur ve sessizlik Bizim sorunumuz budur belki hayatımızda çok kişi isteriz ama o kişilerin bizi yıpratmaktan başka bir işe yaramadıklarını bilmeyiz, çokluk her zaman bize cazip gelmiştir biz mutluluğu çoklu insan gruplarından aramışız gerçek mutluluk kişinin kendisi olduğunu bilmiyoruz
Yaptığım yanlışlar değil de, yanlış insanlara yaptığım doğrular bi miktar üzdü beni...
Neyi çok bekler ve umarsan o senden uzaklaşır..
Hem ne demiştik;
"İstediğini almak değil, verilene razı olmaktır imtihan.."
"Benden özür dileyeceksin. Hayatımın tam ortasına koydum seni.
Orada duramadığın için benden özür dileyeceksin."