Seni binbir çiçek kokusunun mabedinden tanırım...♠️♠️♠️
Güleceğim ve sen ağlayacaksın, Ağlamak gülmek nedir anlayacaksın, Şömine başında aşk sıcaklığıma kapılmışken Bir kar tanesi olup damlayacaksın...♠️♠️♠️
Güneş karanlıktan bir gün hesap soracak, O gün ay da dahil avuçlarıma konacak, Bir hayal kuracaksın, kirpiklerin donacak, Tam da o gün hayat yanaklarıma dolacak...♠️♠️♠️
Sanki çocuk gibiyim ve mutluluk oyuncağım, Seni bugün bir sürüye anlattım yutkundu koyuncağız, Yokluğundan alıp soğukluğunu getiren bulutların, Rüzgarında gidip geliyor güneşin salıncağı...♠️♠️♠️
Pencereden baktığımda görüyorum, Senin yüzün incir yaprağında, Senin ürkekliğin, duvar üstünde yürüyen bir kedinin kıvraklığında..♠️♠️♠️
Boğaza karşı yazdım martılar bir türkü tuttu, Kendime bile azdım şarkılarımı deniz yuttu.
Yine bir kutuyu yem misali saldım derinlerine.
Sana çıkan o kapıyı buldum fakat kırılmış kulbu..♠️♠️♠️
Devir vakti gece yarısı ,
Böldüm uykularımın nadide hediyelerini..♠️♠️♠️
İçime gömdüm hüzünlerimi; Pişmanlıklarım yok artık, keşkelerim yok, Kapattım aşkın perdesini. Paslanmış bir kilit şimdi yüreğim; Asırlardır yaşayan bir köhne şehir. Kaybolmuşum aşkın dehlizlerinde; Kulaklarımda rezil gecelerin gürültüsü. Yazmakla bitmez bu şiir…♠️♠️♠️
Kalbindeki herkesi öldürür zaman,
Hayat sana gülmüyorsa...♠️♠️♠️