Eskisi kadar konuşasım yok, ne hissettiğimden bahsedesim yok, hiç kimseyi merak etmiyorum, hiçbir hararetli konuşmayı dinleyemiyorum, hiçbir şey ilgimi çekmiyor. Kendimle yalnız kalmak iyi gelecek ama kendimi de bulamıyorum.
bu duygusallığın çok kırılmandan mı kaynaklanıyo acaba(merak ettim)
Öyle miyim bilmiyorum ki ama öyle gördüysen ne mutlu bana .
Aslında kırılmak değil kendimi benliğimi bulmamakta çalışmamla alakalı . Her yaşadığım deneyim nasıl güzel sevebilirime çıksın diye uğraş vermem. Bir şeyler yolunda gitmiyorsa iki tarafında eksikliği vardır ve ben kendi eksikliklerimi görmeye çalışıyorum çok değil güzel sevmek ve sevilmek benim hayat prensibim 😊
“Bir gün şu karşıma otur da uzun uzun anlatayım sana; Kırılmak nasıl olur, ne anlama gelir, beden almış hali nasıldır.”
"Gülüşlerim sana,
sarılışlarım sana,
bakışlarım sana,
her şey sana,
her şehir sana,
her şiir sana,
ağlayışlarım sana,
ölüşlerim sana,
dokunamayışım sana,
sarılamayışım sana,
koklayamayışım sana,
bütün sokaklar sana,
hayatım sana,
ben sana,
aşığım.."
Geceye Cem Adrian bırakalım.. Cem Adrian “seni kendimden sakınıp, bir başka kalbe emanet ettim” derken nasıl ölmüyorsun? O cümle insanın içini yakar.
"Edebiyat şunun için güzeldir; senden asırlar önce yaşamış biri, senin de içini kemiren, genellikle ifade edemediğin duyguları tarif etmiştir bir yerlerde. Varlığından haberdar olmayan birinin, senin yerine sıkıntı çekmiş olduğunu görmek rahatlatır. Anlarsın, yalnız değilsindir."