“Bir insan sizi ancak sevdiği kadar anlar. Sevdiği kadar telaşınızı görür, hüznünüzü önemser, kaygılarınızı cevaplar.”
Hanne Zaruma
Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara,
Akan yıldıza,
Bir kibrit çöpüne varana,
Okyanusun en ıssız dalgasına
"Kaybolmaya çok ihtiyacının olduğunu sanıyorsun , halbuki sen en çok bulunmaya muhtaçsın..."
"Gitmek kolay diyorlar peki için kaldıysa gittiğin
yerde?
Sesin kaldıysa, gülüşün kaldıysa, aklın kaldıysa
en önemlisi kalbin kaldıysa..
Gerçekten gitmiş mi olursun üstelik deli gibi
özlerken?
Hani derler ya hep gidene mi kalana mi zor diye
işte ordaki ne giden ne kalan ben değildim.
Çünkü gidene de kalana da değil sevene zordu
vedalar.
Giden unuturdu kalan da.
Sevendi hatırlayıp acıyla boğuşan.
Görünmez sevişlerimden derin acılar
yaratmıştım kendime, bir girdap gibi içinde
kaybolurken. Unutmayanlara..."
Her gün yıkılıp yeniden toparlanıyorum ve benden başka kimsenin haberi olmuyor.
"Ben kalıyorum, günler gidiyor sessizce."
.
.
Bazı insanlar sizi kontrol edemediklerinde sizden nefret etmeye başlarlar. Zira onlara sosyal tahakküm alanlarının aslında ne kadar minik olduğunu hatırlatırsınız.
Toprak kokunu getiriyor bana.
Yağmur sarılmanı.
Bazı vazgeçişler hiç adil değil
ama sen yok oluşu yazdın kaderime.
O değil de insan canını yakanı
neden, nasıl unutamaz?
Söylenmeyen hee güzellik kalp ağrısına dönüyor