İçimde bir sokak var, seninle daha yürümediğim
Sensiz gün doğsa
Gölgem yok...
Yüzlerce kalbî ziyan edende var yüzmülyonkere bir kalbî sevende var
Olay mahallindeyim Biri birini terk etmedi Kimse gitmedi kimseden farz edelim Bu kötü kabus hiç yaşanmadı Ben beni terk etmenden korkmadım Ve ürkmedim farz edelim
Kimse kimseden gitmemişse eğer
Sana şiir okumak istiyorum,
yazmaktan bıktım, usandım.
Ben artık yazıları sana söylemek istiyorum.
Ben aslında sevmek değil,
seninle yaşlanmak istiyorum
♥️
Öylesine güzel seviyorum ki seni, öylesine saf, öylesine temiz, öylesine derin, Ve "öylesine" değil.
Nefes yerine seni icime ceksem ömrüm boyu nefes almaya ihtiyaç duymam gibi geliyor
Dedim kaşın Zülfikar mı?
Dedi ki yay
Dedim cemalin ne güzel
Dedi ki ay
Dedim seni seviyorum
Dedi ki vay
Dedim bende gönlün var mı?
Dedi ki yoh yoh
Dedi ki yoh yoh
Dedi ki yoh yoh
Dedi ki yoh
"Dönüşünün canı cehenneme,
yaramda gidişin saklı." :(
Fransızca'da özledim diye bir kelime yok. Onun yerine "tu me manque" derler. Yani sen bende eksik olan şeysin
vermek, sahip olunmadan sahip olmaktır bir hayale.
Karşılıklı olmalıdır bu karşılıksızlık. Karşılıksız sevmek,
yanında olmasına gerek duymamaktır. Yanında olmadan, yanındalığıyla
senin sevgine karşılık vermesini istemeden sevmektir.
Seni seviyorum cümlesine karşılık beklememektir.
Bu bir soru cümlesi değildir çünkü. Karşılıksız sevmişsen, bu
sorunun cevabı da seni ilgilendirmiyor demektir. O karşılık,
bir kelime israfıdır o zaman. Aşk kelimeleri israf için değil,
hediye etmek içindir. Ne olmak, ne de ölmektir.
Kendini hiçe saymaktır. “Benim ol” diye başlayan cümlelerini
öbek öbek yutmaktır. Karşılıksız sevmekten hasretler
çıkartmaktır. Ve hasret aşkın anadilidir. Hep karşı kıyıda
kalmak, yine de kadere isyan etmemektir karşılıksız sevmek.
Sevdiğinin gözlerine her sabah sandalla açılmak, dümeni
unutmak, kürekleri denize atmak, o gözlerin başkasına baktığını
bilmek, yine de o gözler için her sabah yeniden ummana
açılmaktır... Zaten zaman denen dalga, vuracaktır seni kendi
kıyısızlığına.